Daha önceden de Damla Çeliktaban okuduğumu, çok beğendiğimi yazmıştım.31 Ocak 2012 tarihli yazısını da çok beğendim.Çok güzel konulara değinmiş.Bir kısmını burada paylaşıyorum.Tamamını Haber Türk'ten ve ya Damla Çeliktaban'ın  blogu binbirincigece 'den okuyabilirsiniz.
Tarladan Sofraya  Sağlık
Devlet evlenen her çiftten 3 çocuk yapmalarını isteyecek  kadar bu konuya müdahilse o zaman bu çocukların ve yaşadıkları çevrenin  sağlığından da en az anne babaları kadar mesul olduğunu kabul ediyor  demektir… Yani:
Ben ailem için marketten en taze, en sağlıklı ürünü  seçmeliysem Tarım Bakanlığı da o ürün markete gelene kadarki sağlığından  sorumlu. Tohumdan, dikime, hasattan, dağıtıma tüm süreçlerde sağlığa zarar verme  ihtimali olan işlemlerden mutlaka uzak durulmalı. (İster GDO’lu tohum olsun  bunun adı, NBŞ, tarım ilacı ya da antibiyotik kalıntısı.)  
Bu sorumluluğun farkındaki yöneticiler sütte şu var, balda  bu var demezler. Çünkü o sütün geldiği ineğin yediği yemin de, arının polen  topladığı çiçeklerin de kendi işleri olduğunu, bunlarda eğer bir kusur varsa  bunun kendi kusurları olduğunu bilirler. E zaten bir işte kusur varsa o işi  yapanlar o işi yapamıyor demektir. Bu açıdan bakıldığında benim ıspanağın  kumlarını yıkamadan yemeğe katmama benzer. 
Şuruptaki  Kimyasallar
Biz evde artık kullanmıyor olsak da bir de ilaç meselesi  var. Annelik  dedektifliğinin önemli özelliklerinden biri de etiket okumak. Bu okuma  sadece paketli gıdalarla sınırlı kalmayıp ilaçları da kapsıyor. Mesela çocuk  doktorlarının sıklıkla reçete ettiği, annelerin en ufak bir hastalık  belirtisinde kurtarıcı diye kullandığı parasetemol bazlı çocuk şuruplarının  etiketlerinde neler var: 
Boyar madde  Tartrazin (E 102 ve E 102) alerjen; Koruyucu maddeler- Metil paraben, propil  paraben  (petrol yan ürünleri) hormonal bozukluğa yol açan maddeler;  tatlandırıcı ve koku verici Sodyum siklamat, sodyum sakarin (E-952) sentetik  tatlandırıcılar, ABD’de kullanımları uzun zamandır yasak. 
Sağlığa zararlı bu maddelerin çocuklara sağlık vermesi  öngörülen şuruplarda bulunması hayret verici. Gıdalar için saydığım  sorumluluk kriterleri bunlar için de aynen geçerli değil mi? Bunlara izin veren  kurumlar hangi önceliklere göre davranıyor? Peki ya doktorlar bunları nasıl  öneriyor? Yüksek ateşi düşürmek için illa parasetamol gerekiyorsa bunun diğer  zararlı maddeleri ihtiva etmeyen bir alternatifi yok mu?  
Yazdıklarınıza sonuna kadar üzülerek katılıyorum.. :( İstiyorum ki konu sağlıksa daha çok denetlenmeli herşey. Önce devlet tarafından ama!! Biz anneler elimizden geldiği kadar zaten didik didik ediyoruz herşeyi.. Etiket okuma alışkanlığı bende de oluştu zira :) Keşke herkes bu konuda duyarlı olsa.. Bizim evlatlarımız bu ülkenin geleceği olacaksa en üst düzeyde tutulmalı herşey.!!
YanıtlaSil