Araştıran,okuyan,soran soruşturan 2 çocuklu annenin işinize yarar,hoşunuza gider, ilginizi çeker dedikleri...

29 Ekim 2011 Cumartesi

Çocuklar bu kapakları açamayacak!

Sağlık Bakanlığı yıllık ilaç harcamasının 17 milyar liraya yükselmesi ve ilaçların yaklaşık yarısının da kutuları açılmadan çöpe gittiğinin ortaya çıkmasının ardından, devrim niteliğinde bir dizi karar aldı.

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü Akılcı İlaç Kullanımı Şube Müdürü Dr. Deniz Dedeoğlu, “Doğru ilaç kullanımının ilköğretimde ders olarak anlatılmasını istiyoruz. Güvenli kapak uygulamasına dair bir proje yürütüyoruz. Özellikle çocukların kolaylıkla açamayacağı ilaç kutularını sağlamaya çalışıyoruz. Tıbbi kongre ve toplantılarda akılcı ilaç kullanımına dair oturum yapma zorunluluğu getirildi” dedi. Halka, sağlık çalışanlarına ve eczacılara yönelik bilgilendirme kampanyası başlattıklarını anlatan Dedeoğlu, hastanelere asılmak üzere “İlacın ne eksik ne fazla” sloganıyla afişler ve broşürler hazırlandığını belirtti. Dedeoğlu, ilaç kutularına yönelik çalışmalar hakkında da bilgi verdi: “Güvenli kapak uygulamasına dair bir proje yürütüyoruz. Özellikle çocukların kolaylıkla açamayacağı ilaç kutularını sağlamaya çalışıyoruz. Bas-çevir kapakları çocuklar açmayı pek beceremiyorlar. Biz özellikle ‘terapotik indeksi dar’ dediğimiz, yani az dozlarda bile zehirleyici etki gösterecek ilaçları tercih ederek bunlara güvenli kapak uygulansın istiyoruz.”

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tüm dünyadaki ilaçların yaklaşık yüzde 50’sinin yanlış ya da gereksiz kullanıldığını kaydeden Dedeoğlu, “Türkiye’de bunu yüzde 40’lara bile çekebilsek büyük başarı” dedi.

Kaynak

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun...

27 Ekim 2011 Perşembe

Erken Grip Aşısına Dikkat...

VİROLOJİ profesörü Selim Badur, Türkiye’de grip mevsiminin ocak, şubat, mart aylarına kaydığını, buna karşın grip aşısının hiçbir Batı ülkesinde örneği olmadığı şekilde, ağustos sonunda piyasaya verildiğine dikkat çekti.

Prof.Dr. Badur, "Tamamen ticari kaygıyla yapılıyor. Bu dönemde insanı aşılamanın yararı yok. Hatta yaşlılar için sakıncası var. Çünkü immün sistemleri zayıf, aşının bağışıklığı da 6-8 ayda geçiyor, etkisi kalmıyor. Şimdi aşılanma zamanı, aralık sonuna kadar da yaptırabilirsiniz" dedi.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji ve Temel Ümminoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Selim Badur, bir toplantı için geldiği İzmir’de DHA’ya açıklama yaptı. Bilim dalı bünyesindeki laboratuvarının, Refik Saydam Enstitüsü Laboratuvarıyla birlikte Ulusal Grip Referans Laboratuvarı olarak görev yaptığını, 2007’den beri de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da kabul edildiklerini belirten Prof. Dr. Badur, "Ülke sağlık çalışanları olarak genellikle batı verileriyle konuşuyoruz. Oysa laboratuvarımızda 2004’ten beri Türkiye’ye grip virüsü ne zaman giriyor, ne zaman çıkıyor, ne zaman tepe noktası, pik yapıyor, ülkemizdeki dolaşımdaki virüsler birbirine uyuyorlar mı, virüsün özellikleri nedir, Türkiye’deki grip virüsleri antiviral dediğimiz grip ilaçlarından etkileniyor mu, hepsini saptıyoruz. Laboratuvarım 2007’den beri de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Ulusal Grip Referans Laboratuvarı olarak kabul ediliyor. Bütün kullandığımız malzemeler de ücretsiz, DSÖ’den geliyor. Ülkemizde hiçbir Batı ülkesinde olmayan bir şekilde ağustos sonunda grip aşısı piyasaya çıktı. Türkiye artık eskisi gibi değil, kasım, aralık aylarında grip görülmüyor. Kasım, aralıkta solunum yolu enfeksiyonunda, nezlenin, soğuk algınlığının devrede olduğunu unutmamak lazım. Laboratuvar bulgularımızda gribin ocaktan sonra Türkiye’de etkilili olduğunu, şubat, martta tepe noktasına çıktığını, ilginç bir şekilde nisan ve mayısta da devam ettiğini görüyoruz. İnsanları ağustos sonu gibi tamamen ticari kaygılarla erken dönemde aşılamanın bir yararı yok" dedi.

e-bebek Bebek Yardım Paketi

Paket içeriği: (25TL)

• 1 adet Molfix Jumbo Boy Bebek Bezi
• 1 adet 250 Gr Bebelac Biberon Maması
• 1 adet 72'li Uni Baby Islak Mendil

Depremden etkilenen ailelerin bebekleri için siz de yardımda bulunmak isterseniz; hiçbir kar amacı gözetilmeden,ürünlerin şu anki maliyet değerleri dikkate alınarak hazırlanan ve içinde Molfix Jumbo bebek bezi, Bebelac Devam Sütü ( 250 gr ) ve Uni Wipes 72'li ıslak mendil bulunan bu paketlerden satın alabilirsiniz. 25 TL değerindeki paket, Van’daki bir bebeğin 10 günlük ihtiyacını karşılayacak. Depremzedelere daha fazla katkıda bulunabilmek adına tedarikçi firmalar ile görüşmeler sürdürülmektedir. Özel indirimler alınması durumunda paket içeriğine yeni ürünler eklenecek ve yeni paket içeriği sizlerle paylaşılacaktır.


Satın almış olduğnuz yardım paketleri Yurtiçi Kargo'nun personelleri tarafından, ücretsiz olarak deprem bölgesinde valilik gözetimindeki yardım kuruluşlarına ulaştırılacak. İlerleyen günlerde yardım paketlerinin ilgili ailelere ve kuruluşlara ulaştırılmasıyla ilgili fotoğraf ve bilgileri sizlerle de paylaşacağız.


Deprem Yardım Paketleri 1 Kasım Salı gününe kadar satın alınabilecektir. Yardım paketlerinin deprem bölgesine gönderimi ise 2-3 Kasım tarihlerinde gerçekleşecektir.


Ayrıca size en yakın ebebek noktalarına bebeklerinizin küçülmüş kışlık kıyafetlerini de iletebilirsiniz. Bize ulaştırılan kıyafetlerin de deprem bölgesine gönderilmesini sağlayacağız.




26 Ekim 2011 Çarşamba

Chicco ve Johnson's Baby




Chicco ve Johnson's Baby' nin natural serileri.Chicco'nunkiler Türkiye' de satışa çıkmış ancak Johnson's Baby' ninkiler henüz Türkiye'de yok. Şişeler bile daha sevimli normal ürünlerine göre değil mi?

25 Ekim 2011 Salı

Bebek sırtüstü mü, yan mı uyutulmalı?

Amerikalı pediatristler, bebeklerin uykuda ölümlerinin engellenmesi için doğru yöntemi buldu.

Bebekler sırtüstü uyutulmalı.

Bebeklerin yüzüstü yatırılmaması gerektiği saptaması bir adım daha ileriye götürüldü ve yan yatırmanın da güvenli olmadığı belirtildi.

Amerikalı pediatristler, bebeklerin uykuda ölümlerinin engellenmesi için ebeveynleriyle aynı odada, sert, kaymayan yatak üzerinde ve sırtüstü uyutulmaları gerektiğini açıkladı.

Yaklaşık 60 bin pediatristin üyesi olduğu ABD Pediatri Akademisi (AAP), 1992 yılında ani bebek ölümlerinin önlenmesi için bebeklerin yüzüstü uyutulmamaları gerektiğini duyurmuştu.

Akademinin yayımladığı yeni raporda, bebekleri yan yatırmanın da güvenli olmadığı ve sürekli sırtüstü uyutulmaları gerektiği vurgulandı. Raporda, bebeklerin uyanma zamanlarının da gözetimde olması önerildi.

Raporda ayrıca, güvenli bir uyku ortamı yaratılması için yumuşak objelerin, gevşek yatak takımlarının ve hatta koruyucu minder ya da yastıkların yatakta bulundurulmaması tavsiye edildi.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Acımız Üzerine Bir Acı Daha :((

Henüz şehitlerimizin acısı bu kadar tazeyken ve hergün yeni şehit haberleri ile yüreğimiz dağlanırken, Van'daki deprem haberi yaktı yüreklerimizi. Allah yardımcıları olsun bu soğuk kış günlerinde tüm depremzedelerimizin. Van 'a yardım yapmamız gerek tüm adresleri vermiş Blogcu Anne .

Kızılay Afet Merkezi (İstanbul) Tel : 0 216 517 08 00


Kızılay Yardım Hattı: 0 312 245 45 00, 0 312 430 18 14

Faturalı tüm hatlardan 2930′a AKUT yazan bir SMS mesajı ile AKUT’a 5 TL,  2868′e boş mesaj atarak KIZILAY’a bağışta bulunabilirsiniz.





23 Ekim 2011 Pazar

Veee...Kazanan Belli Oldu....

KAZANAN FUNNY ME....

Tebrik ederim.

Şansınız hep böyle açık olsun.

 Mail ile iletişime geçiyorum sizinle.

21 Ekim 2011 Cuma

Hediye Kitap: Çocukla Birlikte Büyümek- Dilek Kırcaoğlu


1. yılını geçtiğimiz ay dolduran blogumun ilk yılında beni yalnız bırakmayan, takip eden sevgili blog okuyucularım için bir hediye kitabım var; Çocukla Birlikte Büyümek- Dilek Kırcaoğlu. Bu kitabı bu posta yorum bırakanlar arasından kura ile belirleyeceğim, bir şanslı okura hediye edeceğim. Ancak blogspotta yorum yazdığınızda (adsız yorumcular için)mail adresinizi bırakmıyor olmanızdan dolayı size ulaşıp uaşamayacağım konusunda tereddütlerim var.Bu nedenle yorum bırakırken mutlaka ve mutlaka adsız değilde uydurukta olsa :))) bir isimle yorum bırakın ve hatta sizce mahsuru yoksa yorumunuza email adresinizi de yazarsanız kazandığınız takdirde size daha kolay ulaşabilirim. Ayrıca isminizle bıraktığınız yorumdan sonra Araştırmacı  Anne'nin iletişim bölümündeki email adresime emailinizi bana bildirebilirsiniz.

Kitap Ne Anlatıyor ??
Çocuklar neden olumsuz davranış sergilemeye ihtiyaç duyarlar? Tüm anne-babalar ve eğitimciler, çocukların uygun davranış göstermeleri için ellerinden geleni yaparlar.Ancak sonuç her zaman istenildiği gibi olmaz. Bu kitapla çocuğunuzun; Öz disiplin Problem çözme becerisi Sorumluluk Kendine güven duygularının gelişmesine nasıl yardımcı olabileceğinizi öğrenin. Çocuklarınızla; Tartışma Ev ödevi Yatma vakti Paylaşma Sorumluluk alma Yemek yeme Okula gitme 2 yaş dönemi sorunları Tuvalet eğitimi Cinsel gelişim ve bunun gibi başka alanlarda sorun yaşıyorsanız, çocuğunuzun niçin olumsuz davrandığını anlayacaksınız. Ayrıca, bu problemleri çözmek için uygun teknikler öğreneceksiniz.

NOT 1: Katılım postun yayınlanması ile başlayıp, 22 Ekim 2011 akşam saat 24:00 itibari ile son bulacaktır. Kazanan kişinin adı 23 Ekim 2011 de blogumda açıklanacak ve eğer email adresi varsa kendisine mail ile bilgi verilecek ve adres bilgileri istenecektir.

İlginç bir yazı: Farklı kültürlerin doğum sonrası inanışları



Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Gamze Bozkuş Eğri ve CÜ Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Konak’ın "Doğum sonu dönem ile ilgili geleneksel inanç ve uygulamalara dünyadan ve Türkiye’den örnekler" konulu araştırmasında, Türkiye ile dünyanın bazı ülkelerinde doğum sonu kadınlara uygulanan çeşitli geleneksel inanışlara yer veriliyor.

"Türklerin Dünyası" adlı dergide yayımlanan araştırmada, Türk toplumunda loğusalık döneminin dinlenilerek geçirilen bir dönem olduğu, kadının bu dönemde sadece kendi ve bebeğinin bakımını yaparak geçirdiği, ev işlerinin kendi annesi, kayınvalidesi veya eşi tarafından yapıldığı ifade ediliyor.

Çin ve Tayland kültüründe de bu dönemde ağır işlerden sakınıldığı ve ev işlerinin eşi veya ebeveynlerce gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Zambiya’da loğusa kadının yemek yapmadığı, yemek yaparsa bebeğin hastalanacağı inancı söz konusu olduğu belirtilirken, Guatemala’da doğumu yaptıran geleneksel köy ebesinin düzenli olarak kadının evine gelerek kadının evinin işlerini yaptığı, çamaşırlarını yıkadığı belirtiliyor.

Havuç Çorbası


Dün akşam yaptım bu çorbayı.Harika oldu...Özellikle çocuklar için çok besleyici ve lezzetli bir çorba. Mutlaka deneyin derim.


Malzemeler:

2 Havuç (rendelenmiş)

19 Ekim 2011 Çarşamba

Acımız Büyük :((


Acımız çok büyük...

Acımız tarifsiz...

Tüm Türk halkının başısağolsun.

Allah şehitlerimizin ailelerinine sabırlar versin.

Bu noktada tüm kelimeler anlamsız.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Çok çok çok üzgünüm... 
 :-(

14 Ekim 2011 Cuma

15 Ekim Dünya El Yıkama Günü

1 yıl önce de yazmıştım Dünya El Yıkama Gününün önemini. Bu sene de tekrar ediyorum. Ellerinizi her fırsatta yıkayın ve çocuklarınıza el yıkama alışkanlığı edindirin.Unutmayın pis eller tüm hastalıkların sebebidir.

Uzmanlar der ki; “Bol su ve sabunla bilekleri de içine alacak şekilde, avuç içi, parmak araları ve uçları, özellikle tırnak dipleri iyice temizlenecek şekilde eller yıkanmalıdır. Yıkama ve durulama sonrasında nemli kalmaması için temiz bir havlu ile kurulanmalı. Eller yıkanırken yavaş yavaş en az 15'e kadar sayılmalıdır.Geçen seneki yazım burada

İşte 7 Adımda El Nasıl Yıkanır?


13 Ekim 2011 Perşembe

Kitap Önerisi : Çocuğum Yemek Yemiyor



Blogumu ara sıra da olsa takip ediyorsanız, yemek yemeğen çocuklardan muzdarip bir anne olduğumu anlamışsınızdır. Yemek yedirmek için ben de bir çok anne gibi her yolu deniyorum. Bu yazıda size tavsiye edeceğim bu kitap, içerisindeki önerileri başarı ile uygulayabilen tüm annelere "bir kitap okudum hayatım değişti" dedirtecek bir kitap. Google'da kitabın ismiyle bir arama yaparsanız ne demek istediğimi anlayacak, annelerin başarılarına tanık olacaksınız.Kitap ile ilgili Blogcu Anne Elif'in yazısı da burada. O herşeyi anlatmış güzel kalemi ile yazısında. Benim önerim, bu kitabın çocuklu her evde bulunmasıdır, bu kitabı her annenin (ve hatta anneannenin,babaannnenin)okumasıdır.

Sevgiler...

Grip aşısı olmalı mı olmamalı mı???


Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turgut, grip (influenza) virüsünün üst solunum yolu, burun, boğaz ve bazen akciğerleri tutan, salgınlara yol açan bir infeksiyon hastalığı olduğunu, bu virüsten korunmak için mutlaka grip aşısı yapılmasını gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Hüseyin Turgut, gribin yüksek ateş, aşırı halsizlik, kuru öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrılarıyla işten güçten alıkoyacak, yatağa düşürebilecek kadar ağır seyredebileceğini belirtti. Grip virüsünün hasta veya taşıyıcı kişilerin hapşırması ya da öksürmesi ile solunum yoluyla kolaylıkla başkalarına bulaşabildiğini anlatan Prof. Dr. Turgut, "Grip, dikkat edilmediği takdirde istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Gribin devamında gelişen zatürree ölümcül olabilmektedir. Yaşlılar, küçük çocuklar ve herhangi bir uzun süreli ciddi hastalığı olan kalp, akciğer, şeker, böbrek ve kan hastalığı bulunan kişilerde ölümcül etkileri sık görülmektedir. Gribe bağlı ölümlerin yüzde 90’ından fazlası 60 yaş ve üzerindeki kişilerde görülmektedir. Bakım evlerinde kalan kişilerin yaklaşık yüzde 60’ı her yıl gribe yakalanır ve hastalanan kişilerde ölüm oranı yüzde 30’dur" dedi.

11 Ekim 2011 Salı

Okul çocuklarında kulakta sıvı birikimine dikkat!



Çocuğunuz sık geçirdiği enfeksiyonlara bağlı olarak işitme kaybı yaşıyor olabilir.Okul çağındaki çocuğunuz son dönemde çok fazla üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsa,daha sık alerji oluyorsa, derslerinde eskisi kadar başarılı değilse, ilgisizse; daha sinirli vegerginse, televizyonun sesini duymak için ona daha çok yaklaşıyorsa, ağzı açık uyuyor vehorluyorsa, tepkileri daha yavaş ve yaşıtlarına göre algılaması daha düşükse dikkat!

Geleceğimiz olan çocuklarımızın 0-10 yaş döneminde yaşadıkları üst solunum yoluenfeksiyonları onların  geleceğini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle, özellikle çocuğunuz çok sık hastalanıyorsa, alerjik rahatsızlıkları giderek artmışsa zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmanız çok önemli…

1 Ekim 2011 Cumartesi

Vizyondan Bir Film; Afacan ve Kurbağa Surat


Çok güzel bir animasyon filmi 30 Eylül' de vizyona girmiş. Çok keyifli, eğlenceli bir filme benziyor, Afacan ve Kurbağa Surat...

Filmin konusu şöyle;

Victor 10 yaşında sıradan bir kasabada yaşayan bir çocuktur. Sıkıcı yaz aylarını arkadaşları Jacob, Clara ve köpeği Sosis ile türlü yaramazlıklar yaparak geçirirler. Ta ki bir gün kasabalarına gezici bir sirk gelinceye kadar... Sirkin sahibi 'Cannonball King'in son bir gösteri yapacağını kasabada yaşayan herkesin bu son gösteride ortaya çıkıp kendi becerilerini gösterebileceğini ilan eder.

Fakat bu eğlenceli teklif kasabanın en kötü yürekli ve en çirkin kişisi Freddy Frogface (Kurbağa Surat)’in Victor ve arkadaşlarına meydan okumasıyla zor bir hal alır. Şimdi bu cesur çocuklar köpekleri Sosis ile Freddy’nin her türlü engelini aşarak sirk gösterisine katılmaya çalışırlar.

Not: Film Danimarkalı çocuk kitapları yazarı Ole Lund Kirkegaard'ın kitabından uyarlanmış.

Seslendirme: Aslı Tandoğan (Claire), Onur Kırış (Victor), Mustafa Oral (Jacop), Rüzgar Aksoy (Freddy), Didem Atlıhan (Littla Louis), Oğuz Toydemir (Mr.Svensson)

Disney On Ice - Prensesler ve Kahramanlar


İstanbul' da oturanlar müjde...Disney On Ice - Prensesler ve Kahramanlar gösterisi 6 Ekim - 16 Ekim tarihleri arası İstanbul'da. Ankara'ya gelmemsi beni ve kızımı çok üzse de bu duyuruyu yapmak istedim.Eh artık gidenler anlatırlar ve fotoğraflarını paylaşırlar bizimle. İşte ayrıntılar;
Disney’in en sevilen karakterlerinin boy gösterdiği “Disney On Ice – Prensesler ve Kahramanlar”da; sekiz Disney prensesinin sadık prensleri yardımıyla dileklerinin gerçekleşmesi, artistik patinaj ve zarif akrobatik gösterilerle buz üstünde canlanıyor. Dünyada büyük yankı uyandıran “Disney On Ice – Prensesler ve Kahramanlar” adlı buz gösterisi 06 - 16 Ekim tarihlerinde Avrupa turnesine İstanbul’dan başlıyor.